12 Ağustos 2007 Pazar

ADİYAT SÜRESİ(Muhammed ESED)

103. sureden (‘Asr) sonra nazil olmuştur. ‘Âdiyât (“binek atları”) sembolünün açıklaması için bkz. aşağıda not 2.
1 Ooo!1 Nefes nefese koşan binek atları,
2 ateş saçan kıvılcımlar,
3 sabah vakti akına koşan,
4 böylece toz bulutları yükselten,
5 [körcesine] bir ordunun içine dalan!2
6 GERÇEK ŞU Kİ, insan Rabbine karşı çok nankördür;3 7 ve kendisi [de] buna şahittir: 8 çünkü servet hırsına kapılmıştır.
9 Ama bilmez mi ki [Ahiret Günü,] herkes mezarından ayağa kalkıp dışarı çıktığında, 10 ve insanların kalplerinde [gizli] olan her şey ortaya döküldüğünde, 11 işte o Gün Rableri, onların her halinden haberdar [olduğunu gösterecek]tir?

DİPNOTLAR
1 Sonra gelen cümlecikler, temsîlî (imgesel) bir duruma işaret ettiklerinden, ve yemin edatı, genellikle yaptığım gibi “Düşün” olarak yahut öteki birçok çeviride yapıldığı gibi “andolsun” şeklinde değil de “Ooo!” şeklinde çevrilmiştir. (“Ooo!” ünlemi, burada hayret ve şaşkınlık belirten bir ifade olarak kullanılmıştır -T.ç.n.)
2 Yani, toz bulutları ile körleşerek akınlarının düşmana karşı mı, yoksa dosta karşı mı olduğunu bilmeden. Yukarıdaki beş ayette geliştirilen mecazî imaj, sonraki ifadelerle yakından ilgilidir. Oysa klasik müfessirler, bu bağlantıyı hiçbir zaman öne çıkarmamışlardır.
‘Âdiyât terimi, Araplar tarafından çok eski zamanlardan Orta Çağ'lara kadar kullanılan savaş atlarını veya binek atlarını gösterir (terimin müennes halde kullanılması, kural olarak, dişilerin damızlık atlara tercih edilmesindendir). Geleneksel açıklamalar, “binek atları”nın burada müminlerin Allah yolunda savaşmalarını (cihâd) sembolize ettiği ve bu nedenle son derece övgüye değer bir şeyi temsil ettiği varsayımına dayanmaktadır. Oysa bu açıklama, böyle olumlu bir temsil ile 6. ayet ve devamında ifade edilen kınama arasındaki tenakuzu dikkate almamakta, ayrıca bu şekildeki bir klasik açıklama surenin iki bölümü arasında mantıkî bir bağlantı kuramamaktadır. Ama böyle bir bağlantının varlığı gerekli olduğundan ve 6-11. ayetler tartışmasız bir şekilde kınayıcı bir nitelik taşıdığından, ilk beş ayetin de aynı -veya, en azından benzer- bir karaktere sahip olduğu sonucuna varırız. “Binek atları” temsîlinin burada olumlu bir anlamda kullanıldığı ön yargısından kendimizi kurtardığımızda bu karakter hemen açıkça anlaşılır.
Burada tersi geçerlidir. “Binek atları”, şüpheye mahal bırakmayacak şekilde, yoldan çıkmış insan ruhunu veya kişiliğini sembolize eder -bütün ruhî yönelişlerden yoksun, her türlü bâtıl ile şartlanmış ve yönlendirilmiş, bencil arzuların, çılgınca ihtirasların kölesi olmuş, akıl ve bilincin kontrolünden çıkmış, şaşkın toz bulutlarının ve sapık iştahların körleştirdiği, karmaşık/çözümsüz durumlara kendini sokan ve böylece manevî yok oluşunu hazırlayan insan ruhunu.
3 Yani, çılgınca akın eden atlarla sembolize edilen ihtiras ve iştahlarına ne zaman teslim olursa Allah'ı ve O'na karşı sorumluluğunu unutur.