6 Ağustos 2007 Pazartesi

İNŞİRAH SÜRESİ(Muhammed ESED)

Önceki sureden (Duhâ) hemen sonra nazil olan bu sure, onun doğrudan devamı gibi görünmektedir. H. 1. asrın bazı meşhur alimleri -mesela Tâûs b. Keysân veya Halîfe Ömer b. Abdülazîz (“İkinci Ömer” olarak bilinir)- Duhâ ile Şerh'i bir sure olarak görürler ve namazda buna göre, yani birini diğerinden ikinci “besmele” ile ayırmadan okurlardı (Râzî). Bu görüşü ister kabul edelim ister etmeyelim, bu surenin, önceki sure gibi, ilk bakışta Hz. Peygamber'e ve daha sonra o'nun aracılığıyla bütün Kur’an ehline hitab ettiği şüphesizdir.
1 BİZ kalbini1 aç(ıp ferahlat)madık mı, 2 ve üzerinden yükü kaldırmadık mı, 3 o belini büken (yükü)?2
4 Şerefini ve itibarını yükseltmedik mi?3
5 Elbette her güçlükle birlikte bir kolaylık vardır: 6 Şüphesiz, her güçlükle bir kolaylık!
7 Öyleyse [sıkıntıdan] kurtulduğun zaman sağlam dur, 8 ve yalnız Rabbine sevgi ile yönel.

DİPNOTLAR
1 Lafzen, “göğsünü” yahut “sineni”.
2 Yani, “şimdi affedilmiş olan geçmiş günahlarının yükünü” (Taberî; Mücâhid, Katâde, Dehhâk ve İbni Zeyd'den naklen). Muhammed (s)'in durumu sözkonusu olduğunda bu, o'nun nübüvvetinden önce yapmış olduğu hatalar ile bağlantılıdır (aynı kaynak) ve bariz bir şekilde 93:7'nin bir yankısıdır -“yolunu kaybetmiş görüp seni doğru yola ulaştırmadı mı?”
3 Yahut: “şanını yüceltmedik mi?” Zikr teriminin ilk anlamı, “hatırlatma” veya “hatırlama”dır; ikinci olarak da “bir şeyi [veya “bir kimseyi”] hatırlatan şey”, yani takdirle hatırlatan: bu nedenle zikr, “nam” veya “şan” ve mecazî olarak da -bu örnekte olduğu gibi- “itibar” veya “onur” anlamlarına gelir.