5 Ağustos 2007 Pazar

DUHA SÜRESİ(Muhammed ESED)

Rivayet edildiğine göre, 89. surenin (Fecr) nüzulünden sonra, bir süre Hz. Peygamber hiçbir vahiy almadı ve Mekke'deki düşmanları hemen bu olayı kullanarak “Rabbin seni unutmuş ve sana darılmış” dediler, bunun üzerine bu sure nazil oldu. Bir ölçüde şüpheli gördüğümüz bu rivayeti ister kabul edelim ister etmeyelim, ilk bakışta Hz. Peygamber'e sesleniyor görünen bu surenin aslında daha geniş bir muhtevaya sahip olduğunu söyleyebiliriz: bu sure, iyi ve suçsuz insanları müthiş şekilde etkileyen ve hatta zaman zaman Allah'ın aşkın (müte‘âl) adaletini bile sorgulamalarına yol açan üzüntülere ve sıkıntılara maruz kalmış olan bütün mümin erkek ve kadınları ilgilendirmekte ve onları tesellî etmeyi amaçlamaktadır.
1 AYDINLIK sabahı düşün, 2 ve durgun, karanlık geceyi.1
3 Rabbin seni ne unuttu ne de darıldı:2 4 öteki dünya senin için [hayatının] bu ilk bölümünden mutlaka daha iyi olacak!
5 Ve zamanı geldiğinde Rabbin sana [kalbinden geçeni] bağışlayacak ve seni hoşnut kılacak.
6 O seni yetim olarak bulup bir sığınak vermedi mi?3
7 Ve yolunu kaybetmiş görüp seni doğru yola ulaştırmadı mı?
8 İhtiyaç içinde bulup seni tatmin etmedi mi?
9 Öyleyse yetime haksızlık yapma,
10 yardım isteyeni asla geri çevirme,4
11 ve [her zaman] Rabbini(n) nimetlerini an.5

DİPNOTLAR
1 “Aydınlık sabah” ifadesi, bariz bir şekilde, insan hayatında az sayıdaki ve geniş aralıklı mutluluk dönemlerini sembolize etmektedir. Buna karşılık, “durgun ve karanlık gece”, yani kural olarak insanın bu dünyadaki varoluşunu kuşatan üzüntü ve sıkıntı dönemleri, daha uzun bir zaman kesitini kapsamaktadır (karş. 90:4). Başka bir anlamı ise şudur: nasıl ki sabah geceyi izliyorsa, aynı kesinlikte Allah'ın rahmeti ve şefkati de, hem bu dünyadaki hem de öteki dünyadaki her türlü sıkıntıyı giderecektir -çünkü Allah “rahmeti ve şefkati Kendine ilke edinmiştir” (6:12 ve 54).
2 Zımnen, “oysa, düşüncesizler, azabın Allah tarafından sana verildiği sonucuna varmışlar”.
3 Muhtemelen Muhammed (s)'in, babasının ölümünden birkaç ay sonra doğduğu ve daha altı yaşındayken de annesinin öldüğü gerçeğine işaret. Ancak, bunun dışında, her insan şu veya bu anlamda bir “yetim”dir, çünkü herkes “yalnız yaratılmış”tır (karş. 6:94) ve “Kıyamet Günü Allah'ın huzuruna yalnız/tek başına çıkacaktır” (19:95).
4 Sâil terimi, kelime anlamıyla “isteyen kimse”yi gösterir ki bu da yalnız “dilenci”yi değil, hem maddî hem de manevî açıdan zor durumda iken yardım ve hatta bir konuda aydınlanma (tavsiye) isteyen herkesi kapsar.
5 Zımnen, “kendi sıkıntından daha çok”.