17 Temmuz 2007 Salı

MÜDDESSİR SÜRESİ(Muhammed GAZALİ)

Görüldüğü kadarıyla Müddessİr Sûresi, Müzzemmİl Sûresi'nden önce inmiş-lir. Kur'ân-ı Kerim'de ilk inen sûrenin bu olduğu söylenmektedir. Bu doğru değildir. Bu, vahiy kesilip ResûTün kendisine vahiy gelmesini istedikten sonra ilk inen sûredir. Bu sûrenin ilk âyetlerinde Allah'ın peygamberinden hoşlandı­ğı sîretin ilkeleri vardır.

"Ey elbisesine bürünen. Kalk, uyar." (Müddessir:l-2) Yani müşrikleri, putpereslikleri üzerine kalmalarının sonucuyla korkut. "Rabb'inİ tekbir et (Onun büyüklüğünü an).) (Müddessir: 3)

Her övgü, sena ve ululuğu Allah'ın zâtına nisbet et. Allah'ı tekbir etmek, ezanda, namazlarda ve cihad alanlarında "Allahu ekber" demektir ve bu İslâm'ın şiarıdır.

"Elbiseni temizle." (Müddessir: 4)

Buradaki temizlikten maksat, cisim ve elbise temizliğinin birlikte yapılmasıdır. Temizlik İslâm ahlâkıdır.

"Pislikten kaçın (maddî ve manevî kirlerden arın)." (Müddessir: 5)

"Bütün iğrenç olan şeylerden sakın. Verdiğini çok bularak başa kalkma." (Müd­dessir: 6)

"Ver ama karşılık bekleme. Rabbinin rızasını kasdet. Rabbin için sabret." (Müddessir: 7)

Sana erişen musibetlere Allah için katlan!

Müşrikler hesap günü ile korkutulduktan sonra, vahyi sihir olarak niteleyen ve davete karşı gelen müşriklerin önde gelenleri zikredilmiştir. Zengin ve makam sahibi bir adam, maddî ve edebî konumundan ötürü vâhid olarak isimlendirilmiştir.

"Benimle şu adamı yalnız bırak ki ben onu vahid (tek) olarak yarattım. Kendisine geniş bir servet ve gözü önünde duran oğullar (verdim)." (Müddes-sir: 11-13)

Bu liderin horlanması, bunun gibi olan herkesi içermektedir.

"Onu Sekar'a (cehenneme) sokacağım. Sekar'ın ne olduğunu nerden bilecek­sin? (Geride bir şey) komaz, bırakmaz (her şeyi yakıp yok eder). Durmadan de­riler kavurur. Üzerinde ondokuz vardır." (Müddessir: 26- 30)

Bu sayı, azgın, sapkın ve fİr'avnlari yola getirmekle yükümlü olan azâb melekle­rinin sayısıdır.

Ardından Kur'ân nazmı, dünya yaşamında en bariz olan şeyi; geceyi ve onun git­mesini, sabahı ve onun aydınlanmasını ve iyiyi kötüden ayırması için insanı çeşitli yükümlülüklerle sınamasını hatırlatmaya devam etti.

"Hayır, andolsun aya. Dönüp gitmekte olan geceye. Ağaran sabaha ki. O (cehen­nem) büyük (bela)lardan biridir. İnsanlar için uyarıcıdır. Sizden hayırda ileri git­mek veya geri kalmak dileyen kimseler için (uyarıcıdır)." (Müddessir: 32-37)

İleri gitmek ve geri kalmak, güçsüzlük ve kalkınma ile ilintilidir. Kör bir rastlan­tı değildir. Bu yüzden bunun ardından şöyle buyrulmaktadır:

"Her can kazandığı ile (Allah katında) rehin alınmıştır. Yalnız sağın adamları (kitapları sağdan verilenler) hâriç. Onlar cennetler içinde, suçlulardan sorarlar: Sizi şu yakıcı ateşe ne sürükledi? (Onlar da) derler ki: Biz namaz kılanlardan olmadık. Yoksula da yedirmezdik." (Müddessir: 38-44)

"Yani siz ektiğinizi biçtiniz. Yamuk adımlar, doğru sonuca ulaştırmaz. Artık on­lara şefaatçilerin şefaati fayda vermez." (Müddessir: 48)

Fakat müşrikler, bu inatçı direnişe neden başvuruyorlar? Neden İslâm'dan bu ka­dar nefret ediyorlar?

Bu bir büyüklenmedir! Onlardan her biri, inanması ve yaratanını tanıması için kendisini, ben filan oğlu filana gönderilen Allah'ın elçisiyim, diyen bir melek konu­muna koymak istiyor! Vahyin Muhammedi risâleti tahsis ederek seçişi ise bu kabul edilemez.

"Böyle İken onlara ne oluyor ki Öğütten yüz çeviriyorlar? Yaban eşekleri gibi. Aslandan ürkmüş. Hayır, onlardan her kişi, kendisine, açılan sayfalar verilme­sini istiyor." (Müddessir: 49-52)

İnsanların kendilerinde var olan sezgileri, hakkı gizleme ve hakkı savunanları kü­çümseme konusunda neden olmaya devam ediyor. Peygamberler bu durumda ne ya­pıyorlar? Onlar sadece Allah'ı, O'nun âyetlerini, nimetlerini ve haklarını hatırlatıyorIar. Bu durumda hidâyeti bulanlar kurtuluyor ve ihanet edenler helak oluyorlar.

"Hayır (iyi bilsinler ki) o (Kur'ân) bir İkazdır. Dileyen onu düşünür, öğüt alır. (Müddessir: 54-55)

Kim Allah'ı seçerse ancak kendini kurtarmış olur.